Neden Bazı İnsanlar Daha Şanslı?

Hiç şöyle düşündüğün oldu mu: “Nasıl oluyor da bazı insanlar hep doğru zamanda, doğru yerde olmayı başarıyor? Aynı gün ben yağmura yakalanıyorum, onlar gökkuşağını görüyor…”

Eskiden ben de buna "şans" der geçerdim. Sonra bir gün beynimizin bazı bilgileri özellikle süzdüğünü, bazı şeyleri bilinçli olarak fark etmediğimizi, ama bir tarafımızın hep kayıt aldığını öğrendim.
İşte o gün fark ettim: 
şans bazen bir seçimdir.


Şans Sadece Tesadüf mü? 


Şansa inanan insanlar, gerçekten daha mı şanslı?

Evet! Bunu bilim de söylüyor. Psikolog Richard Wiseman, 10 yılı aşkın sürede yaptığı bir araştırmada, kendini "şanslı" olarak tanımlayan insanların, olaylara daha açık, daha sosyal ve esnek yaklaştığını buldu.

Yani mesele, başımıza ne geldiği değil, başımıza gelenle ne yaptığımız.


Beynin Filtresi: RAS (Retiküler Aktivasyon Sistemi)


Beynimizde RAS adında küçük ama etkili bir sistem var. Görevi, gün içinde maruz kaldığımız milyonlarca uyarandan bizim için “önemli” olanı seçip odaklanmak.

Mesela bir gün kırmızı bir ayakkabı alırsın, ertesi gün herkesin ayağında kırmızı ayakkabı varmış gibi gelir. Çünkü beynin o konuyu “önemli” diye işaretlemiştir.
Aynı sistem “şans” için de çalışır.

Eğer sen kendini şanslı hisseder, fırsatların var olduğuna inanırsan... beynin onları daha kolay fark etmeye başlar.



Kendin Yarat: Şansı Çekmenin 3 Bilimsel Yolu


1. İç diyaloğunu değiştir.
“Ben şanssızım” diyen bir beyin, otomatik olarak fırsatları filtreler. Bunun yerine “Her gün bana bir iyilik getirir” gibi nötr-pozitif cümleler kur.

2. Rutin boz, merak et, çık dışarı.
Wiseman’ın araştırmasına göre “şanslı” insanlar daha çok insanla tanışıyor, sohbet ediyor, yeni yerlere gidiyor. Fırsatlar genellikle “hareket” halinde olanları buluyor.

3. Küçük tesadüfleri küçümseme.
Tanıdık bir müzik, ansızın karşılaştığın biri, yanlış otobüs... Şans genelde büyük şeyler değil, küçük yön değişimleriyle gelir. Onları fark etmek "şans radarını" açar.



Benim İçin Ne Değişti?


Eskiden biri bana “şanslısın” dediğinde içten içe biraz kızardım. Çünkü ben hep uğraştım.

Ama sonra anladım ki, ben uğraşırken aynı zamanda kendime alan açmışım. Fırsatların beni bulacağı yolları kapamamışım.

Şans, dışarıdan görünene göre “tesadüf” olabilir, ama içeride çoğu zaman bir karar, bir seçim, bir niyettir.


Şans, seni beklemiyor.

O, sen fark ettiğinde zaten orada oluyor.

Gözünü açık tut, adımını at. Çünkü hayatın sürprizleri, hazır olanlara görünür. :)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar